2005’ in sonlarında Rec Dergisi’ne verdiği demeçte “Ermeni İlahileri” albümü yapmayı planladığını söyleyen adamdan, 2007’de Hrant Dink’in anılışına “kimliğim reklam olacak, beni medyanın gözüne sokacaklar” diyerek gitmeyen bir 2010 sahne agresifine…
Bundan bir kaç ay evvel, İngiliz müziğinin muzip, biraz egosantrik ve (artık) huysuz tavırlarıyla bilinen en ünlü söz yazarı ve vokalistlerinden, 80'lerin kült grubu The Smiths' in solisti Morrissey, solo devam ettiği kariyerindeki bir performansı sırasında kafasına bir bira şişesi yedi. Bu olayı çoğunluğun bilmesini ya da normal karşılamasını beklemiyorum ki fazla mesele etmek için bir sebebimiz de yoktu; çoğumuz için daha önemli mevzuular vardı. Fakat Hayko' nun, geçen ay verdiği bir İzmir konserinde çekilen bir videoda, normal giden görüntülerde bir anda hareketlenip önündeki seyircilerden birine yumruk atması olayının bizim "aramızda" kafa yormamız gereken bir hadise olduğunu düşünüyorum.
“Suratın iğrenç kimlerden söyle yüz buldun? /Vücudun kireç söyle böyle mi pak oldun?” ya da “Her şey dün gibi inan gelir geçer /Bilemezsek kıymetini, hayat bizi içer(siker)” sözlerinin sahibi Cepkin’ in bu dönemde değişime uğrayan hayran kitlesine dair, tam da altına imzasını attığı sözlere tekabül edecek bir demeci var. Rolling Stone dergisinin 2007 Aralık sayısında; “İlk albüm zamanındaki konserlerde yaş sınırı vardı, ikinci albümle beraber 18 yaş altı konser yapmaya başladım.” diyor ve “Onlar daha adrenalin istiyorlar, kudurmak istiyorlar, deşarj olmak istiyorlar. Bizim yaptığımız da bu.” diyerek de bitiriyor. Ve belki de yapıtlarının yoruma açık, düşündürücü oluşu da burada başlıyor.
Aslına bakarsanız ilginç olan öncelikle “kudurmak isteyen” seyirciyi arayan bir müzisyen değildir. Bana kalırsa bunun uygulama alanı kitle, uyumsuz tavırlarını Hayko Cepkin fanı olarak değil de başka bir isimle de sembolize edebilecekken, bu alanda öne çıkanın Hayko Cepkin olması, kendini endüstriyel Türk müziğinde bu kitlenin protagonisti olarak belirlemesinden geçiyor. Çünkü bahsettiğim bu kitle, aynı zamanda kolay betimlenebilecek; yaş grubunun belirginliğinden çok, kendini bir çeşit geçiş döneminde bulup, bu geçişte kimlik bunalımı ve bununla gelen deformasyonlara oldukça meyilli bir kitledir.
İşte tam burada aklımıza gelmesi gereken insanlardan birisi Hayko’ya yakın bir kitleyi simgeleyen Sagopa Kajmer’dir. En azından; birkaç ay evvel televizyonda çizdiği Müslüman imajın bağlayıcılığını da bugün en az Hayko Cepkin’in agresif imajı kadar sorgulamamız gerekmektedir. Ki nedense iki müzisyenin arasındaki tür farklılığı, kitlesel benzerliğin ayrımında pek de işimizi görmemektedir. Hayko Cepkin ve Sagopa Kajmer’in dinleyicilerinden çoğu birbirinin takipçisi, dirsek temasçısı… Ve yine nereden bakarsak iki müzisyenin de televizyonda söyledikleri, dergilere yaptığı konuşmalar çoğu zaman öncekilerle çelişkide. Ve en önemlisi de kulaklarımı sabitleyip dinlediğim (Kolera’nın “O cazlar bluzlar beni bitiriyor, o sololar falan…” dediğinde, Kajmer’ in, bu röportajdan 2-3 ay evvel Beyaz Show’da Metallica sololarını öve öve bitiren o değilmişçesine hanımına onay vermesi…) Kajmer’ in “Benim Unkapanı’ndaki kasetçi dükkânı” diye başlayıp “La ilahe illallah…” diye biten demeçleri gibi, Cepkin’in videodaki (yumruktan sonraki) tavrı aslında röportajlarında bahsettiği deşarjı yaşayıp, bunu açıklarken kullandığı “Orada benim kitleme bir saygısızlık vardı” demecinin en bağlayıcılığı kendi fanlarına değil de, fanları dışında kalan bir kitleyedir. Ya da belki de fanların bir nevi doğruyu görmek istemeden, görmeden onları affetmesi, zaten onların Türk endüstriyel müziğindeki yerini sağlamlaştırarak birer nefer haline getirmiştir. Üstelik ikisinin de hamlelerindeki ya da demeçlerindeki tutarsızlıklar gözetilmeden, bunlara her zaman müsamaha gösterilebilir. Ve belki de medyanın Hayko Cepkin yandaşlığının yüksek müzik dinleyicisi olarak tezahür eden bir özgüvenden geldiğini görmek için sanırım öncelikle Hayko Cepkin' in çıktığı festivallere, yani daha 'sofistike' bir kitleye de kulak vermemiz gerekiyor. Sonisphere'de çıktığı için dahi kendi tarzının dinleyicisi tarafından aforoz edilen Cepkin, yine 2008’deki Unirock Fest’te şarkısı çalındığı anda yuhalanmıştı ve dışlanmıştı.
Ve yazının başında belirttiğim Morrissey vakasının ayrıntısı ve Türkiye deki “şubeleriyle” ilgili yazılması gerekenlerin sırasıdır… Bir kitleye hitap etmek, bir kitlenin sevdiği olmak ile kitlenin dışında kalanlarla “öz”den bir bağ kurmak arasında Türkiye’ deki en önemli şahıslardan olarak gördüğüm Mor ve Ötesi’nin solisti Harun Tekin, Zakkum’un solisti Yusuf Demirkol ve Sakin’in solisti Onur Özdemir mevzuu bahis Hayko Cepkin videosundaki durumun mebzul miktarda benzeri olacak sözlü saldırılara maruz kalmıştırlar. Onlardır ki yeri geldiğinde seksüel kimlikleri aleni bir üslupla sorgulamış, yeri geldiğinde politik düşünceleriyle ilgili ötekileştirilmiştir fakat bugüne kadar hiçbir şekilde fiziksel şiddet ve arkasından “tutarsız duruşlara rağmen” özgüveni tavan yaptıran sözler sarf ettikleri işitilmemiştir. Aynı Morrissey’ in sahnede kafasına bira geldikten sonra “iyi geceler” diyerek sahneden ayrılması gibi.
(mevzu bahis video: http://www.vidivodo.com/468270/hayko-cepkin-yumruk-olayi )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder