18 Kasım 2010 Perşembe
Hüseyin Çağlayan/ Hussein Chalayan
Adını ilkin en sevdiğim oyunculardan birisi olan Tilda Swinton' u kendi kısa filmlerinde/video art' larında oynattığında duymuştum. Hatta nasıl duyduğumu da söyleyim, NTV'de 2007' nin Oscar Töreni evvelinde Tuğrul Eryılmaz Michael Clayton ile alakalı "Tilda Swinton' un da şansı var, kendisini Hüseyin Çağlayan' ın çalışmalarından da biliyoruz" gibisinden bir şeyler söylemişti de araştırmıştım. Modacıymış vesaire...
Sonra bu sene ne tesadüftür ki ben tam Tom Ford' un a Single Man' ini izlemiş ve "moda ve sinema yanyana gelirse estetiğin kriteri değişir mi?" sorusuyla haşır neşirken geldi Çağlayan' ın sergisi.
(bir dipnot: Aslında İstanbul Modern' in yolunu tuttuğumda aylardan ağustostu ama ev bu kadar sıcak değildi. Daha doğrusu en azından biz evi ısıtmak için değil soğutmak için uğraşıyorduk)
Hüseyin Çağlayan' ın sergisini çok beğenmiştim çünkü kesinlikle bir mantığı olan, sadece enstalasyon fikriyatını görüntüye ve objelere yansıtan değil; günümüz toplumunun (prozac nationdan söz etmiyorum) konfor algısına çeşitli noktalardan yaklaşan bir moda hadisesiydi... ki, içeri girdiğinizde sizi önce ekili günahlar sonra topraktan bir elbise karşılıyor; çıkarken ise, uçağı imgeleyen bir kostümle veda ediyordunuz. Belki de mesaj günümüzde metropollerin yerden yüksekliğiyle ve insanların konfor aramak için kökten göklere doğru bir geçişe yöneldiğinin habercisi rolündeydi. Kim bilebilir ki? Hıı zaafları yok muydu? Oralara da dokundurulabilinir mesela yapılan video artların birisi kıbrıs sorununa ilişkindi. Fakat bence olayın fazla dışında, çok uzağından bakan bir filmdi. Yalnız benim gözüme batmadı bu tip şeyler çünkü, genelde içeride işleri seyrederken "yahu bunlar benim aklıma gelmez herhalde" hezeyanı içerisindeydim. Hakkaten de öyle, sıradan bir Sinema öğrencisi olsanız olacak iş değil... Size bu imkan verilecek gibi değil.
Neyse 6-7 tane kısa film, bir çok kostüm ve defile... 2 kere 1-1.5 saatlik ziyaretlerim sonunda hiç unutamadığım bi hadise olmuştu bu enstalasyon olayı. Tabii sebebi de basit içeriye "moda hadisesi, kadınlar filan" diye girip içeriden etkilenerek çıktım.
Fotoğrafa gelirsem, aslında Björk' ün kıyafetlerini de yapıyormuş Çağlayan ama bulamadım nette bu da İstanbul Modern' den bir çalışması.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder